Şevket Altuğ'un, Mehmet Akan'ın ardından yazdığı yazısı...
Şevket Altuğ'un, Mehmet Akan'ın ardından yazdığı yazısı...
(Paylaşım için Süper Baba sayfasına teşekkürler.)
Bir tiyatro düşünürünün ardından
Geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz Mehmet Akan ile Dostlar Tiyatrosu’ndaçalışmış olan oyuncu Şevket Altuğ, sevgili arkadaşını Milliyet için yazdı
KONUK YAZAR Şevket AltuğTiyatroya İstanbul’daki Arena Tiyatrosu’nda başladım. Ardından 1962 - 1963 sezonunda Ankara Sanat Tiyatrosu’nda rol aldım. Sonra Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sahnelenen “Keşanlı Ali Destanı”nda oynamak üzere tekrar İstanbul’a döndüm. İşte o günlerde tanıştık Mehmet Akan ile... Tanıştıktan sonra da çok iyi ahbap olduk; çünkü dünya görüşlerimiz ortaktı. Ben, Arif Erkin Güzelbeyoğlu, Umur Bugay, Genco Erkal ve Mehmet Akan...
Aramızda çok mizahi bir şekilde cereyan eden çelişkiler vardı. O feodal kökenli bir aileden geliyordu; bizi de küçük burjuva olmakla suçluyordu. “Siz İstanbul çocuklarısınız” diye yarı şaka, yarı ciddi takılırdı. Feodal kökenli bir ailenin çocuğu olamayacağımızdan onu küçük burjuva bir ailenin çocuğuna dönüştürmeye gayret ettik. Galiba sonunda bunu başardık. Tabii kesinlikle tartışarak değil, çok şık bir mizah anlayışı içinde...
Bu arada söylemeliyim, Mehmet bize daha fazla sataşırdı. Böyle karşılıklı atışmalardan büyük keyif alırdık. Çok tatlı, lezzetli bir dostluğumuz vardı.
Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda 2 sene beraber çalıştık Mehmet’le. O tanışıklık ve dostluk sonraki yıllarda da devam etti. Ekipteki arkadaşlarla birlikte iki - üç ayda bir ailecek buluşur; yemek yer, eskileri anardık. Amatör ruhla çalıştık
Başka mesleklerde durum nedir bilmiyorum, ama oyunculukta kadınların aksine erkekler daha iyi anlaşırlar. Biz de öyleydik. İşimizde haddinden fazla profesyoneldik ama amatör bir ruhla çalışır, arta kalan zamanlarda da birlikte çok eğlenirdik.
O dönem tiyatroya bir süre ara verdim, üniversiteyi bitirmek zorundaydım. Sonra başka bir tiyatroda çalıştım. İlerleyen günlerde Dostlar Tiyatrosu’nun kurulması gündeme geldi ve biz beş kişi bir maceraya atıldık. Ekibin kadrosunda Genco Erkal, Arif Erkin Güzelbeyoğlu, Mehmet Akan, ben ve Nurten Tuç vardı.
Para kazanma gibi bir kaygımız yoktu. Kendi dünya görüşümüzün uzantısı olan güzel ve iyi işler yapmak istiyorduk. O kadar sırt sırta vermiştik ki zorluklar umurumuzda bile değildi. Gerektiğinde turne organize ettik, dekor taşıdık, sahneyi düzenledik.
Ekipteki herkeste kolektif çalışma bilinci vardı. Amaç hem politik, hem de estetik açıdan doğru tiyatroyu yapmaktı. Birlikte bunu başarabileceğimize inanıyorduk. Başardık da...
Mehmet, Dostlar Tiyatrosu’nun kurulduğu dönemde bütün bilgisi ve enerjisiyle çok büyük katkılarda bulundu. 'Tiyatrocu’ bir kişilik olmanın da ötesindeydi. Sözgelimi ben sadece oyuncuyum, oyunculuğun dışında başka bir şey üretemem. Ama Mehmet öyle değildi. Dolu dolu entelektüel
Oyunculuğunun yanı sıra çok iyi bir koreograf ve oyun yazarıydı mesela. Türk folklorunu özellikle dansını çok iyi bilirdi. O, televizyonun karton karakterlerinden biri değildi. Dolu dolu bir entelektüel ve aydındı.
Düşünebiliyor musunuz? Urfa’da doğuyor, o kültürle yetişip belli bir yaşa geliyor, İstanbul’da tiyatro yapmaya başlıyorsunuz. Kökeninizle yaşadığınız yer arasında büyük çelişkiler ve mesafeler var. Ama Mehmet o kadar bilinçli ve akıllı bir insandı ki bu açıkları çok güzel kapattı, uyum sağladı her şeye.
Ve bunu kökenlerinden kopmadan, aslını inkâr etmeden yaptı. Çok okuyan bir insan olduğu için bilgisi bunları çözmeye yeterdi de artardı. Bu tarafıyla çok tanınmıyordu.
İyi ki Umur (Bugay), “Bizimkiler”i yazıp Mehmet’i Sabri Bey karakteriyle meşhur etti, diye düşünmekten de alamıyorum kendimi. Böylesine büyük bir tiyatro adamı sessiz sedasız göçmemiş oldu.'Sataşmalarını özleyeceğim' Mehmet’le ölümünden 10 gün önce görüştük. Bir ameliyat geçirmiştim. Telefon edip sağlığımı sordu. Bodrum’a gidecektim, kasımda döndüğümde bir akşam buluşalım diye sözleştik, olmadı. Türk tiyatrosu çok mütevazı ve sağlam bir düşünürünü kaybetti.
Ben de çok sevdiğim, yakın bir dostumu... Mehmet’in sataşmalarını çok özleyeceğim.
kaynak:https://www.milliyet.com.tr/bir-tiyatro-dusunurunun-ardindan-pembenar-detay-kultursanat-532730/